10 Ekim 2025

"2025-2026 Akademik Yıl Açılışı İlk Ders: Gazze" Konusu ile Başladı

Üniversitemiz, 2025–2026 Akademik Yılı’na coşkulu bir açılış töreniyle merhaba dedi. Türkiye Yüzyılı Kongre Merkezi’nde düzenlenen tören, Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç’un teşrifleriyle gerçekleştirildi. Törene; Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can, Kırıkkale Valisi Mehmet Makas, Kırıkkale Milletvekili Mustafa Kaplan, Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, Mühimmat ve Garnizon Komutanı Tuğg. Mehmet Ali Durmuş, Kırıkkale Belediye Başkanı Ahmet Önal, Cumhuriyet Başsavcısı Akın Çetin, Kırıkkale Adalet Komisyonu Başkanı İsmail Sezgin, İdare Mahkemesi Başkanı Erkan Ceylan, Vergi Mahkemesi Başkanı Ekrem Selvi, Rektörümüz Prof. Dr. Ersan Aslan, Baro Başkanı Av. Turan Zeki, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Erol Yılmaz, Genel Sekreterimiz Doç. Dr. Şevket Evci, dekanlarımız, meslek yüksekokulları ve yüksekokul müdürlerimiz, il protokolü, akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program, Güzel Sanatlar Fakültemiz Türk Halk Müziği Topluluğu’nun Türk Halk Müziği konseri ile devam etti.

Türk Halk Müziği konserinden sonra açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektörümüz Prof. Dr. Ersan Aslan, ‘’Sayın Bakanım, bu kadar yoğun programınız arasında Üniversitemizi ve şehrimizi şereflendirdiğiniz için şükranlarımı sunuyorum. Kıymetli gençler, bugün burada bir araya gelmenin mutluluğunu yaşarken, dün aldığımız bir haberle yüzümüzde bir nebze de olsa tebessüm oluştu. Biliyoruz ki, dünyanın dört bir yanında bu tür açılışları, mezuniyet törenlerini yapamayan, coşkusunu yaşayamayan mazlum milletler var. Gündemimizden hiç düşmeyen Doğu Türkistan ve Gazze bu anlamda öne çıkan coğrafyalar. Gazze’den dün gelen güzel bir haber hepimizi sevindirdi. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere ilgili kurumlar bu barış sürecini ve belirlenen 20 maddenin uygulanmasını adım adım takip edecektir. Temennimiz, Gazze’deki kardeşlerimizin refaha ve huzura kavuşmasıdır. Bu vesileyle, tüm şehitlerimize, Gazze’deki ve dünyanın farklı yerlerinde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim, bizleri cennette onlarla buluştursun.

Gençler, bugün sizlere iki örnek üzerinden hitap etmek istiyorum. İlki Doğu Türkistan. Çin Devleti, maalesef son yıllarda çok ağır ve insanlık dışı uygulamalara imza atıyor. Uygur Türklerinin erkekleri evlerinden ‘eğitim’ ya da başka gerekçelerle alınıyor, yerlerine Çinli görevliler yerleştiriliyor. Bu zulmün boyutlarını anlamak için sadece internete bakmanız yeterli olacaktır. Diğer örnek ise Gazze. Aslında sadece son iki yılda değil, 1967’den bu yana devam eden bir acı var orada. Ancak son iki yılda acının boyutu ve görünürlüğü arttı. 67 bini aşkın kardeşimiz şehit oldu. Gazze’deki gençlerin sizin gibi hayal kurma imkânları bile yok. Onların tek derdi, hayatta kalmak. Ama biz inanıyoruz ki, bu acılar da sona erecek. Belki aranızdan bazıları şöyle düşünebilir: ‘Hocam, bugünkü açılışla Gazze ve Doğu Türkistan'ın ne ilgisi var?’ İlgisi şu kıymetli gençler: Eğer güçlü bir devletiniz yoksa başkalarının imzaladığı anlaşmalara bel bağlarsınız. Ne yazık ki bu iki örnek de bize bunu gösteriyor. Ancak çok şükür, bugün güçlü bir Türkiye var. Ben bir dönem ‘Yakın Geleceğin Büyük Türkiyesi’ diyordum ama artık görüyoruz ki, o büyük Türkiye kurulmuş durumda. Sayın Bakanımızın temsil ettiği hükümetimiz ve değerli bürokratlarımızın çalışmalarıyla Türkiye bugün sadece bölgesinde değil, dünyada söz sahibi bir ülke haline gelmiştir. Biz de Üniversite Yönetimi olarak bu büyük yarışta gençlerimizi nasıl daha yetkin bireyler haline getirebiliriz, bunun gayreti içindeyiz. 

Değerli gençler, bugün bilgiye ulaşmak kolay. İnternetin başına geçtiğinizde birkaç tıklamayla birçok şeye ulaşabiliyorsunuz. Ancak önemli olan, bilgiyle birlikte tecrübe kazanmak. İşte o tecrübe, hocalarımızın size aktaracağı uygulamalı eğitimlerle edinilir. Biz güçlü devletin içinde güçlü bireyler, güçlü bireylerle güçlü kurumlar; güçlü kurumlarla da daha güçlü bir Türkiye inşa edeceğiz. Bugün artık Türkiye, birilerinin parmak salladığı bir ülke değil. Biz parmak sallamayız; çünkü biz merhamet ve vicdan sahibiyiz. Mazlumun yanında oluruz. Dünkü Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan 2025-2026 Akademik Yılı Açılış Toplantısı’nda da ifade edildiği gibi, ülkemizin en büyük zenginliği siz gençlersiniz. Ama bu zenginliği ortaya koymak sizin gayretinizle mümkün. Sevgili gençler, hedefiniz sınıfınızın en iyisi olmak olmalı. Her yıl binlerce transkript imzalıyorum. Bu yıl mezun olacak arkadaşlarımızdan da beklentim yüksek. Diplomalarınızda 4.0 not ortalaması görmek istiyoruz. Farklılık ancak bu şekilde yaratılır. Evet, Batı'nın ışıltılı hayatı cazip gelebilir. Ama bu ışıltıyla fark yaratamazsınız. Fark yaratmak istiyorsanız çok çalışmak zorundasınız. Merhum Fuat Hocamızın dediği gibi, ‘günde en az 18 saat çalışmak’ gerekiyor. Gençliğinizde 12 saat uyuyorsanız, bilin ki kötülük o sırada uyanık kalıyor. Biz uyumamalıyız, mücadeleye devam etmeliyiz. Ben sizleri artık Yakın Geleceğin Türkiye’si olarak değil, Kurulmuş Büyük Türkiye’nin mimarları olarak görüyorum. Sayın Bakanım, size bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Sadece bugün burada bulunduğunuz için değil, aynı zamanda üniversitemize ve şehrimize verdiğiniz değer için teşekkür ediyorum. Kırıkkale Üniversitesinin bir farkı var: Hocalarımız alanında temayüz etmiş kişilerle öğrencilerimizi buluşturuyor, yalnızca teorik değil, uygulamalı eğitime de büyük önem veriyoruz. Bugün sizin burada çizdiğiniz vizyon, emin olun ki öğrencilerimizin hayatında kalıcı bir etki bırakacaktır. Çünkü bu gençler, 2053’e geldiğimizde yönetimin içinde aktif olacak kişiler olacak. Bizlerse kenarda izliyor olacağız.

İkinci teşekkürüm, adli yargı alanında şehrimize gönderdiğiniz çok kıymetli isimler için. Sayın Cumhuriyet Başsavcımız, Adalet Komisyonu Başkanımız, İdare ve Vergi Mahkemesi Başkanlarımızla çok güzel bir uyum içindeyiz. Bu uyum, şehrimiz için büyük bir kazanım. Ben 38 yıldır Kırıkkale’deyim; Sayın Bakan Yardımcımız Ramazan Bey’i, Sayın Vekilimiz Halil Bey’i yakından tanırım. Her biri şehrimize katkı sunan çok kıymetli isimler. Son olarak, bu yıl Üniversitemizi Türkiye genelinde ilk 3000’e girerek kazanan bir kız öğrencimiz oldu. Kırıkkale’den gelen bu öğrencimiz bizler için ayrı bir gurur kaynağı. Katılımınız ve tüm ekibinizle buraya teşrifiniz için tekrar şükranlarımı arz ediyorum.’’ ifadelerini kullandı.

2025–2026 eğitim-öğretim yılının hayırlara vesile olmasını dileyen Kırıkkale Valisi Mehmet Makas, ‘’Öncelikle, yoğun programları arasında Kırıkkale’mize teşrif ederek bizleri onurlandıran, kıymetli Adalet Bakanımıza şahsım, ilimiz ve 35.000 kişilik Kırıkkale Üniversitesi Ailesi adına en kalbi şükranlarımı arz ediyorum. Sayın Bakanım; gençler bizim göz bebeğimizdir. Onlar büyük bir medeniyetin evlatlarıdır. Her konuşmamda ifade ettiğim gibi, ‘Türk’ün Çağı ‘olarak nitelendirdiğimiz Türkiye Yüzyılı’nda en büyük sorumluluk siz gençlere düşmektedir. Dersin konusu adalet, insanlık, hoşgörü ve Gazze olunca ister istemez ecdadımızın izinden geçmişe bir yolculuk yapıyoruz. Bizler, Şeyh Edebali’nin ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışından ilham almış bir milletiz. Tarih boyunca gittiğimiz her coğrafyada adaletin, merhametin ve hoşgörünün temsilcisi olduk. Türkler geldiklerinde adalet gelir denilen bir medeniyetin mirasçılarıyız. Beklenen, özlenen bu milletin yeniden dünyaya nizam verebilmesi için, Rektör Hocamızın da ifade ettiği gibi, 2053’lerde bu ülkeyi sizler yöneteceksiniz. Buna yürekten inanıyoruz. Ancak bu; kendinizi donanımlı bir şekilde yetiştirmenizden geçiyor. Eminim ki sizler, aziz milletimize, yakın coğrafyamıza ve tüm insanlığa hizmet edecek bir vizyonla dünyaya yön vereceksiniz. Sizlere güvenimiz tam. Siz bizden daha zekisiniz, daha donanımlısınız ve çok daha geniş imkânlara sahipsiniz. Bu imkânları bizlere sağlayan, ‘Dünya beşten büyüktür’ diyebilen, ‘One Minute’ çıkışıyla dünya vicdanının sesi olan Cumhurbaşkanımıza en derin şükranlarımızı arz ediyor, Rabbimden kendilerine sağlık ve uzun ömürler diliyorum. Rektör Hocamızın da ifade ettiği gibi, marifet iltifata tabidir. Biz, Rektörümüzü gerçekten seviyoruz ve kıymet veriyoruz. Kendisi yıllarca Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında müsteşarlık yapmış, milli projelerimizin fikir önderliğini üstlenmiş, Türkiye’nin kalkınmasında önemli katkılar sunmuş bir büyüğümüzdür. Kırıkkale Üniversitesinin Ersan Hocamızın liderliğinde, özellikle savunma sanayimize ve şehrimizin gelişimine sunduğu katkılarla gurur duyuyoruz. Bu vesileyle, şehrimiz adına Sayın Rektörümüze, öğretim üyelerimize ve tüm öğrencilerimize teşekkürlerimi sunuyorum. Allah varlıklarını daim eylesin. Adalet teşkilatımızın son yıllarda ulaştığı güçlü altyapı ve icraat kapasitesini takdirle izliyoruz. Kırıkkale’miz adına, tüm hâkim ve savcılarımız, adliye personelimiz ve teşkilat mensuplarımız adına şükranlarımızı arz ediyoruz. Bir devletin temeli adalettir. Adaletin hızlı, etkin ve güvenilir şekilde tesis edilmesi için son yıllarda yapılan düzenlemeler büyük bir reform niteliğindedir. Bu katkılarınız için minnettarız.  Ayrıca, her daim yanımızda olan, Kırıkkale’nin meseleleriyle yürekten ilgilenen, bizlere ve tüm hemşerilerimize daima destek veren Sayın Ramazan Can Bakanımıza da huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Kırıkkale’mizi şereflendirmenizden dolayı bir kez daha teşekkür ediyor, şahsınızda tüm ekibinize hoş geldiniz diyorum. Yeni eğitim-öğretim yılının ülkemize, ilimize ve insanlığa hayırlar getirmesini diliyor; öğrencilerimize başarı, ailelerine sabır ve mutluluk temenni ediyorum. Evlatlarımız bizlere emanettir. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nın yeni mimarları olarak onları en iyi şekilde yetiştirip sizlere emanet edeceğiz. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Hayırlı, mübarek olsun.” dedi.

 ‘’Yeni akademik yıl vesilesiyle, Kırıkkale Üniversitemizde siz kıymetli akademisyenlerimiz ve gençlerimizle bir arada olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.’’ sözleriyle konuşmasına başlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ‘’Dün, 2025-2026 Akademik Yılı Açılışı’nı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde anlamlı bir törenle gerçekleştirdik.  Yeni akademik yılın; ülkemiz ve milletimiz için, yükseköğretim camiamız ve bilhassa Kırıkkale Üniversitemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bizleri bu güzel vesileyle Kırıkkale Üniversitesinde ağırlayan, sizlerle bir araya gelmemize imkân sağlayan kıymetli Rektörümüz Prof. Dr. Ersan Aslan Hocamıza teşekkür ediyorum. Kırıkkale; Ankara, Çankırı, Çorum, Yozgat ve Kırşehir’i birbirine bağlayan konumuyla Anadolu’nun kalbinde yer alan stratejik bir şehrimiz. Cumhuriyet döneminde temelleri atılan sanayi hamlelerinin öncüsü, bugün ise savunma sanayiinde Türkiye’nin gözbebeği olan Kırıkkale, üretimin, emeğin ve milli teknolojinin sembol şehirlerinden biridir. Kırıkkale Üniversitemiz sayesinde şehrimizin; bilimin de öncü merkezlerinden biri haline gelmesinden dolayı son derece mutluyuz. Akademik yılın açılışı dolayısıyla Kırıkkale’mizi ziyaret etme fırsatı bulduğumuz için de ayrıca memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum.  Bilimin, eğitimin konuşulduğu böylesi anlamlı bir günde; dünyanın başka bir köşesinde, Filistin’de yaşanan insanlık dramı hepimizin yüreğini acıtıyor. Bu vesileyle, dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan acıların da ortak meselemiz olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Hepimizin şahit olduğu üzere; iki yıldır İsrail, Filistin’de büyük bir katliam yaptı, soykırım suçu işledi. Kuvözdeki bebeklerden çocuklara, kadınlardan yaşlılara kadar 67 bin masum sivil bu saldırılarda hayatını kaybetti. Çocukların hayalleri, kadınların umutları, masumların yaşam hakkı bombalar altında yok edildi.

Adaletin dili olan, haksızlıklardan hesap sorması gereken uluslararası hukuk, Filistinli masumları koruyamadı. Harekete geçmesi gereken uluslararası kuruluşlar bu süreçte etkisiz kaldı. Ne yazık ki bu durum; uluslararası hukuka olan güveni bir kez daha onarılamaz biçimde sarstı. Türkiye, Filistin’de, Gazze’de akan kanın durması için bugüne kadar yoğun çaba sarf etmiş, bütün uluslararası mekanizmaları harekete geçirmek için büyük gayret göstermiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başta BM Genel Kurulu olmak üzere; her platformda İsrail’in zulmüne karşı gösterdiği kararlı duruşu ve yürüttüğü vicdan diplomasisi sonucunda Gazze’de ateşkes sağlanmıştır. Bu ateşkes elbette memnuniyet vericidir. Ancak ateşkes, sadece bir anlık nefes değil; insani hassasiyetin, adaletin ve kalıcı barışın başlangıcı olmalıdır. İsrail'in ateşkese uyması, ateşkesin kalıcı hale gelmesi, bir damla dahi masum kanı akmaması için uluslararası mekanizmalar üzerine düşeni yapmalıdır. '' şeklinde konuştu.

Ayaklarında daima Kudüs gücü olan gençlerimizdir, aziz milletimizdir’

Filistin’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek, eğitimin; barışın, adaletin ve insanlık onurunun teminatı olduğunu vurgulayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ‘’Hayatta kalan; ancak açlıkla, susuzlukla, hastalıklarla mücadele eden Filistinli kardeşlerimize insani yardımların ulaştırılmasının önü hemen açılmalıdır. Mağdurların yanında dik duruşumuzda, haksızlıklar karşısındaki mücadelemizde, mazlumlara el uzatışımızda en büyük güç şüphesiz; Kudüs Şairi merhum Nuri Pakdil’in dediği gibi; ayaklarında daima Kudüs gücü olan gençlerimizdir, aziz milletimizdir. Soykırım yapanlar eninde sonunda uluslararası hukuk önünde, tarih huzurunda ve insanlık vicdanında hesap verecektir. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti kuruluncaya kadar mücadelemizi her platformda kararlılıkla sürdüreceğiz. Bir çocuğun gözyaşı, bir annenin feryadı, dünyanın en sessiz vicdanlarını bile uyandırmaya yetmelidir. Ama biliyoruz ki; zulmün karanlığını dağıtacak en güçlü ışık, bilginin, eğitimin ve adalet bilincinin ışığıdır. İşte bu yüzden biz, barışın, adaletin ve insanlığın ancak eğitimle, ilimle ve vicdanla yoğrulmuş bir nesille kalıcı hale geleceğine inanıyoruz. Eğitim; kalkınmanın, refahın ve toplumsal ilerlemenin en sağlam temelidir. Eğitimin güçlü olduğu yerde toplum da güçlü olur. Üniversiteler ise bilginin üretildiği, özgür düşüncenin filizlendiği, entelektüel derinliğin kazanıldığı ilim yuvalarıdır. Burada bilgi, ahlakla birleşir; düşünce, toplumsal faydaya dönüşür. Üniversiteler, bireyi sadece mesleğe değil, hayata hazırlar; bu nedenle adaletin, vicdanın ve bilincin kök saldığı yerlerdir. İşte bu yüzden eğitim bizim için; bir inançtır, bir idealdir, bir medeniyet yürüyüşüdür. Bu anlayışla, 23 yıl boyunca gelişmenin, kalkınmanın ve ilerlemenin merkezine hep insanı koyduk. Bütçemizde en büyük payı her zaman eğitime ayırdık. Yaptığımız yatırımlarla eğitimde niteliği, üniversitelerde kaliteyi sürekli artırdık. 2002 yılında sadece 40 ilimizde üniversite bulunmaktayken; bugün her şehrimizde bir üniversitemiz var.  Her biri, bulunduğu şehre ilim, fikir ve üretim gücü kazandıran birer cazibe merkezi konumuna ulaştı.

‘Kırıkkale Üniversitemizle iftihar ediyoruz’

 Üniversitemizin ulusal ve uluslararası yükselişine vurgu yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç; ‘’Dün Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, 2029 yılına kadar; En az iki üniversitemizin dünyanın ilk 100’ü arasında, En az 10 üniversitemizin de ilk 500 arasında yer almasını hedefliyoruz. Bu hedef, Türkiye’nin bilimde, teknolojide ve inovasyonda dünyada söz sahibi ülkeler arasına girme kararlılığının da bir ifadesidir. Ve bu hedefe giden yolda, Kırıkkale Üniversitemiz gibi azimli, üretken ve vizyon sahibi üniversitelerimizin katkısının artarak devam edeceğine inanıyorum.  Bugün 1.179 akademisyeni, 32 bin öğrencisi bulunan, şehrimizin tek üniversitesi olan Kırıkkale Üniversitemizle iftihar ediyoruz. Üniversitemizin, bilimsel atıf ve yayınlarda geçtiğimiz yıl Türkiye’de değerlendirilen 140 üniversite arasında 39’uncu olarak en değerli çeyrek listesinde yer alma başarısı göstermesi bizleri gururlandırıyor. 2024 yılında, adli yargı sınavı başarı sıralamasında 5. sırada yer alan üniversitemizi, hocalarımızı ve öğrencilerimizi gönülden tebrik ediyorum. Kırıkkale Hukuk ile birlikte; 96 hukuk fakültemizde 80 bine yakın öğrencimizin yetişiyor olması adalet sistemimizin geleceği adına bizleri mutlu ediyor. Hukuk eğitiminin niteliğini artırmak için attığımız adımlar, genç hukukçularımıza daha donanımlı bir gelecek hazırlamayı amaçlıyor. Adaletin hakkıyla tecellisi iyi hukukçularla mümkündür. Tarih boyunca bireyin ve toplumun en temel değerlerinden biri adalet kavramı olmuştur.  Bu yönüyle adalet, toplumlar için her zaman bir pusula, bir kutup yıldızı gibidir. Toplumlar adalet olmadan güçlenemez ve ilerleyemez. Adalet, ortak yaşamı; huzurla, güvenle inşa etmenin, güçlü bir geleceğe ulaşmanın teminatıdır. Devletin asli görevi adaleti sağlamaktır. Bu toprakların ruhunda, hak ve adaletin en yüce değer olduğu inancı yer alır. Asırlar boyunca ecdadımızın kurduğu devletler, inşa ettiği medeniyetler adaletle güçlenmiş, yükselmiştir. Ecdadımız, devlet yönetiminden toplumsal yaşama kadar her alanda; adalet ve eşitliği esas alan bir denge kurmuştur. Bu denge, Anadolu irfanının mimarlarından Hz. Mevlâna’nın şu sözüyle en güzel ifadesini bulur: “Adalet, her şeyi yerli yerine koymaktır.” Biz, bu veciz ifadeden; hakka, vicdana, merhamete dayalı bir denge kurmayı anlıyoruz. İşte bu dengeyi sağlamanın yegâne yolu hukuktur. Bir ülkede adalet güçlü olduğunda; eğitim, sağlık, üretim ve bilim de güç bulur. İşte biz de bu anlayışla, son 23 yılda adaleti merkeze alan bir kalkınma vizyonuyla hareket ettik. Sağlıktan eğitime, ulaşımdan enerjiye, savunmadan sanayiye kadar her alanda attığımız adımlarla, ülkemizi her geçen gün daha güçlü, daha bağımsız ve daha rekabetçi bir ülke hâline getirdik. Yeni anayasayla; temel hak ve özgürlüklerin, demokrasinin, hukukun ve adaletin temelini sağlamlaştırırken, Aynı zamanda ülkemizi terörden arındırarak her bir vatandaşımızın güven içinde yaşadığı bir Türkiye’yi hep birlikte inşa ediyoruz.’’ dedi.

‘Türkiye, gençlerin omuzlarında yükselecek’

Türkiye Yüzyılı’nın gençlerin omuzlarında yükseleceğini belirten Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ‘’Bugün; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği, devletimizin kurumlarının koordinasyonu ve aziz milletimizin kararlılığıyla “Terörsüz Türkiye” idealimize her zamankinden daha yakınız. Terörden arınmış bir Türkiye, sadece güvenlik açısından değil, hukuk, ekonomi ve toplumsal kalkınma bakımından da yeni bir dönemin kapılarını aralamaktadır. Terörün gölgesinden kurtulan ülkemiz, kalkınmasını ve küresel güçlenmesini çok daha hızlı gerçekleştirecektir. İşte bu güven ve birlik ruhuyla, Türkiye Yüzyılı’nı inşa ediyor, milletimizi geleceğe taşımak için kararlılıkla yol alıyoruz. Türkiye Yüzyılı; milletimizin yükselişinin, azminin ve kararlılığının sembolüdür. Bu yüzyılda Türkiye, gençlerinin vizyonuyla, üretimiyle, sanayisiyle ve bilimiyle güçlenecek; güvenli, huzurlu ve kalkınmış bir ülke olarak dünyada söz sahibi olacaktır. Türkiye Yüzyılı, bir milletin iradesinin ve azminin zaferidir. Sizler, umutla, inançla, sorumluluk duygusuyla yeni bir eğitim dönemine adım atıyorsunuz. Bu; ülkeye, bu millete, bu topraklara karşı sorumluluğumuzu da bizlere hatırlatmaktadır. Bir gencin asıl görevi; Ülkesi için üretmek, ülkesi için çalışmaktır.  Emeğiyle, alın teriyle üreterek fark oluşturabilmektir. Yargı reformlarımız, dijital dönüşüm adımlarımız, insan odaklı adalet anlayışımız bu gayretin bir parçasıdır. İnanıyorum ki; Türkiye, gençlerin omuzlarında yükselecek. Türkiye Yüzyılı, kendini her alanda yetiştiren, özverili, idealist, vatanını ve milletini seven gençlerin yüzyılı, sizlerin yüzyılı olacak. Bu duygu ve düşüncelerle 2025-2026 akademik yılımızın hayırlı olmasını temenni ediyor, başarılar diliyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. ‘’ ifadelerini kullandı.

Konuşma sonrasında Vali Mehmet Makas ve Rektörümüz Prof. Dr. Ersan Aslan, Kırıkkale’ye ve Üniversitemize teşrifleri dolayısıyla Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a teşekkür ederek kat’ı sanatı Esma’ül Hüsna tablo hediye etti.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 2025 Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na göre Üniversitemize en yüksek puanla yerleşen öğrencimiz Tıp Fakültesi öğrencimiz Zeynep Erdemir’e tablet ve çanta hediye etti.

Açılış töreni, aile fotoğrafı çektirilmesiyle sona erdi.